1990’ların sonunda vücut geliştirme ve fitness ile ilgilenenleriniz ya da kilo vermeye çalışanlarınız şüphesiz ketojenik diyeti duymuş ve hatta denemiştir.Çoğu kişiye göre bu diyet popüler Atkins diyetinin kötü bir versiyonudur.Ancak algılanan bu imajın tersine Atkins diyetinde ketojenezin tetiklenmesi amacıyla çok düşük karbonhidratlı diyetin ilk evresi uygulanmasına rağmen bu diyet aslında ketojenik değildir.Peki ketejonik diyet sistemi nasıl çalışır;
Ketojenik diyetler ilk birkaç gün içinde vücudun glikojen depolarını boşaltarak çalışmaya başlar ve eğer söz konusu kişi aktifse bu süreç daha hızlı ilerler.Bu olay karbonhidrat tüketiminin günlük 20 gramdan az olmak üzere çok düşük bir miktarla sınırlandırılmasıyla gerçekleşir.Vücut beslenmede yapılan değişikliği algılayıp buna cevap verdikçe hücrelerdeki ilgili enzimlerin seviyesi ve aktivitesi tüm bunlara uyum sağlar.Bu durum serbest yağ asitlerinin metabolik olarak aktif doku tarafından alımının arttırılması, aktif dokuda depolanan yağın parçalanması, yağ hücrelerinde depolanan yağın parçalanması ve salınımı, taşıyıcı moleküllerin ve keonzimlerin yağ asitlerini mitokondrinin içine göndermek üzere arttırılması ile çöp ürünlerin ve zarar verici oksidanların atılması için gereklidir.Yağ yakımının başlaması enerji üretimi için glikoz yakımını olumsuz etkileyen çöp ürünlerin ve belirli metabolitlerin artmasına neden olur.Dolayısı ile tüm bunlardan yola çıkarak ketojenik diyetin farklı tarafları olduğu söylenebilir.
Vücut geliştirmeciler genelde hacimle değil kütleyle ilgilenirler.Peki, buna göre modern diyetler nasıl düzenlenir? Yağsız kütle elde etmek için protein tüketilmesi gerekir ve vücut geliştirmeciler vücut ağırlıklarının her kilosu için en az bir gram protein tüketirler.Ketojenik oranı korumak için tüketilen yağ miktarı içindeki kalorilerle birlikte çok olmalıdır.Ancak ketojenik olması gereken VLCD diyetleri fazla işe yaramamaktadır.Bunun nedeni ise diyette yüksek miktarda yer alan proteinin metabolik etkisidir.
0
0
0
0